Son yıllarda Suriye, iç savaşın yarattığı karmaşa ile tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken bir ülke haline geldi. Bu ülkede süregeldiği iddia edilen jeopolitik oyunlar, stratejik anlaşmalar ve güç mücadeleleri, yalnızca bölge için değil, uluslararası arenada da büyük önem taşıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a sağladığı destek, özellikle 2023 itibarıyla daha da belirgin hale geldi. Peki, Putin neden Esad'ı Suriye'den bırakmıyor? Bu sorunun yanıtı, hem Rusya'nın hem de Suriye'nin geleceği üzerinde derin bir etki yaratma potansiyeline sahip.
Putin ve Esad arasındaki güçlü ilişki, aslında 2000'li yılların başına kadar uzanır. 2011 yılında Suriye'de başlayan iç savaş, bu bağı daha da güçlendirdi. Rusya, Suriye'deki Esad rejimini desteklemek amacıyla askeri müdahalede bulunmuş ve bu durum bölgedeki dengeleri değiştirmiştir. Esad’ın iktidarını koruması, sadece Suriye için değil, Rusya'nın da stratejik çıkarları için kritik bir durumdu. Putin'in, Esad'ı bırakmaması, Suriye'deki askeri üsleri ve Orta Doğu’daki etkisini artırma çabasıyla doğrudan ilişkilidir. Bu noktada Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığını güçlendirmesi, hem silah pazarında hem de enerji kaynaklarını kontrol etme adına hayati öneme sahiptir.
Rusya'nın Esad'ı desteklemesi, yalnızca iki ülke arasındaki bir ilişki olarak kalmamaktadır; aynı zamanda ABD, Avrupa Birliği ve diğer bölgesel güçlerle olan ilişkileri de etkilemektedir. Suriye’nin savaş sonrası yeniden inşası, Rusya'nın uluslararası alandaki konumunu pekiştirmek için bir fırsat olarak değerlendirilirken, Batı'nın Suriye'deki etkisini azaltma arzusu da oldukça belirgindir. Putin’in Esad’a verdiği destek, aslında bir tür mesaj niteliği taşımaktadır: Rusya, Ortadoğu'daki varlığını güçlendirmek ve batılı güçlere karşı bir denge unsuru oluşturmak amacıyla Esad’ı savunmaya devam etmektedir.
Esad’ın Suriye üzerindeki iktidarını sürdürmesi, aynı zamanda İran gibi diğer müttefiklerinin de bölgede daha fazla etki sahibi olmasına imkan tanımaktadır. Bu durum, mezhepsel çatışmaların daha da derinleşmesine ve bölgedeki istikrarsızlığın artmasına yol açabilir. Esad’ın iktidarının Rusya tarafından desteklenmesi, bu ülkelerin kendi stratejik hedeflerine ulaşmalarında önemli bir araç olarak görünmektedir. Bunun yanı sıra, Suriye’nin yeniden inşa sürecinde de Rusya’nın önemli bir yatırımcı ve politik aktör olma hevesi, Putin’in Esad ile olan ilişkisini sağlamlaştıran bir diğer etken olarak öne çıkmaktadır.
Putin'in Esad’a olan desteği, yalnızca askeri müdahale ve diplomasi ile sınırlı kalmamaktadır. Aynı zamanda ekonomik ve enerji alanında da işbirlikleri gelişmektedir. Suriye, zengin enerji kaynaklarına sahip olmasa da, Rusya için önemli bir enerji transit yolu haline gelebilir. Bunun yanı sıra, Suriye’nin yeniden inşası sırasında Rus şirketlerinin inşaat projeleri ve diğer ekonomik faaliyetlere dahil olması, bölgedeki etkisini artırma adına önemli bir fırsat sunmaktadır.
Sonuç olarak, Putin'in Esad'ı Suriye’den bırakmama durumu, yalnızca bir liderin bir diğerine olan desteği olarak algılanmamalıdır. Bu ilişki, bölgesel ve uluslararası güç dinamiklerinin yeniden şekillenmesinde önemli bir rol oynamakta, yeni ittifakların oluşmasına ve mevcut güç dengesinin değişmesine neden olmaktadır. Suriye'deki iç savaşın son bulmamış olması ve Esad’ın hâlâ iktidarda olması, sorunların çözümünde atılması gereken adımların ne denli karmaşık olduğunu gözler önüne sermektedir. Gelecek günlerde Putin ve Esad arasındaki ilişki, yalnızca Suriye’nin geleceğini değil, Orta Doğu'nun ve dolayısıyla dünyanın genel dengesini de önemli ölçüde etkilemeye devam edecektir.