Son günlerde İsrail'in Suriye üzerindeki hava saldırıları, bölgedeki gerilimi ve belirsizliği artırmaya devam ediyor. Türkiye’nin Suriye Özel Temsilcisi Selçuk Keçeli, bu durumu kınayarak, İsrail’in hava saldırılarına son vermesi gerektiğini vurguladı. Keçeli, Suriye'de süregeldiği söylenen bu askeri operasyonların, bölgedeki barış ve istikrarı tehdit ettiğini belirtirken, uluslararası toplumun da bu soruna daha fazla duyarlılık göstermesi gerektiğinin altını çizdi. Bu açıklamalar, bölgedeki güç dengeleri ve uluslararası ilişkiler açısından oldukça önemli bir mesaj taşıyor.
İsrail, tarih boyunca kendisini tehdit eden unsurlar karşısında askerî önlemler alma stratejisi izlemiştir. Suriye'de, İran destekli milislerin varlığı, İsrail’in bu tür askeri harekâtlar yapmasının en önemli nedenlerinden birini oluşturuyor. Tel Aviv yönetimi, bu grupların Suriye'deki varlığının bünyesinde barındırdığı tehditleri bertaraf etmek amacıyla hava saldırıları düzenlemeye devam ederken, bu durum bölgedeki diğer aktörlerin de dikkatini çekmektedir. Keçeli, böylesi bir çelişkili atmosferin daha fazla çatışmalara neden olabileceğine dikkat çekiyor. Sadece askeri müdahaleler değil, aynı zamanda siyasi diyalog yollarının da kapalı kalması, bölgedeki insanları daha fazla mağdur edecek bir durumu beraberinde getiriyor.
Söz konusu hava saldırıları, birçok devletin ve uluslararası kuruluşun dikkatini çekmiş durumda. Keçeli'nin açıklamalarına benzer şekilde, dünya genelinde pek çok ülkeden benzer çağrılar geldi. Suriye'deki iç savaşın sona ermesi için barışçıl çözümlerin önemine vurgu yapılırken, İsrail’in bu tür eylemlerinin durdurulması gerektiği ifade ediliyor. Uluslararası toplumun bu olaylara yönelik tepkisinin ne yönde gelişeceği ise merak konusu. Japonya'dan ABD'ye, Avrupa Birliği'nden Arap Birliği'ne kadar bir dizi aktör, arabuluculuk ve müzakere çağrısını gündeme getiriyor. Ancak, tüm bu diplomatik çabaların etkileyici olabilmesi için öncelikle Eğer tarafların bir araya gelmesi sağlanamazsa, çatışmaların devam edeceği ve insani krizlerin derinleşeceği öngörülüyor.
Sonuç olarak, Keçeli'nin çağrısı, sadece Suriye'yi değil, bölgedeki tüm ülkeleri ve uluslararası güçleri etkileyen kritik bir meseleyi gündeme getiriyor. Bu tür askeri eylemler, her ne kadar askeri strateji olarak değerlendirilebilse de, beraberinde getirdiği insani dram ve siyasi belirsizliklerle, daha geniş çaplı sorunları da beraberinde hissettiriyor. Hem bölgedeki barışın korunması, hem de halkların güvenliği açısından, İsrail'in Suriye üzerindeki hava saldırılarına son vermesi elzem hale geliyor. Bu bağlamda, uluslararası alanda yapılacak iş birlikleri ve diplomatik çabaların ön plana çıkması, hem bölgenin hem de dünya barışının sağlanması adına büyük bir adım olacaktır.